Eski Anadolu Türkçesi Metin İncelemeleri

https://www.tunahanhaksever.com/ Eski Anadolu Türkçesi Metinleri Metin 1: Süheyl Ü Nevbahar Eski Anadolu Türkçesi, Eski Uygur Türkçesi, Oğuzca ve Arapça etkilerinin bulunduğu Süheyl Ü Nevbahar adlı eserin kitabınızda verilen kelime karşılıklarıyla basitçe çevrilmiş halini aşağıda bulabilirsiniz: Yazık bu taht, bu mal ve hazine Derdi dedelerimiz hazineyi yedi Madem ki ben gidersem kime kalır Evlat almazsa düşmanım alır Bu düşünüp ağladı Ümidini tanrıya bağladı Hazinelerini açmaya başladı Malı dökmeye saçmaya başladı Büyük ve küçüğü zengin kıldı Ve de dedi siz dilediniz bunu Ki Tanrı ulu bir oğlan versin Benim bu ölü bedenime hayat versin Madem ki herkes dua etti Onun gereğini Tanrı yerine getirdi Çalıştı ki olmadı olsa telef Oysa ki inci kaptı belinden sedef Adı Bahr idi, şaşılacak şey değil Bahr’dan inci çıkması Gelip padişaha haber verdiler bu anı İşittiğinde nasıl da çok sevindi canı Bağışladı altın ve ipekli kumaşı Zannetme ki yerinde hiç bırakmadı Madem ki doldu dokuz ay geldi haber Ki Tanrı giderdi kaygısını Bir oğlan ki benzer yüzü dolunaya İki kaşı da kıvrılmış yaya Açıp yüzünü buldu Muradını Duruma uygun Süheyl koydu adını Ona süt verdi, besledi on sütana Geri kalan hizmet edenleri kim saya Metin 2: Kitabu Evsaf-ı Mesacidi’ş Şerîfe Aşağıda Kitabu Evsaf-ı Mesacidi’ş Şerîfe adlı eserin kitabınızda verilen kelime karşılıklarıyla basitçe çevrilmiş halini bulabilirsiniz: Yüceliği pek yüksektir ey can Kıyaslasan onu kırk arşın ey can Kireç taşıdır onun yapısı Güneşin doğuşunadır kapısı Bilek gibi halka arası kilidi var Çıkarsan eşiğine git yüzünü sil Eşiğin yüksekliği boydan yüksektir Çeker birbirini kul eğer efendiyse Kapa ipekle Kâbe bürünür Öylece eteklidir kim görünür Kapısına Hecer’ül-esved yakındır Ki canlar sevineceği ana bakacak Hem altın oluğun altı ziyaret Ki İsmail peygambere var işaret Kuyunun karşısındadır minberi onun Görünce nura batırılır canın Etrafı yanı örtülüdür Kâbe’nin bil Yapılmıştır ona otuz iki mil Metin 3: Miftahu’l-Cenne Aşağıda Miftahu’l-Cenne adlı eserin kitabınızda verilen kelime karşılıklarıyla basitçe çevrilmiş halini bulabilirsiniz: Kısım 1. Hurilerden bu sözü işittim vurdum bardağımı kırdım da uyandım. Gördüm ki bardağım kırık yatıyor bu o bardaktır, dedi haberi gelir. Ne zaman ki Ramazan ayı gelse cennet kapılarını açarlar cehennem kapılarını kaparlar ve şeytanları bağlayıp hapsederler. Ramazan ayının başlangıcından sonuna kadar her gece oruç açtıkları vakitte altı yüz bin asi kulunu Allah cehennem kapılarından azad eder der fıkıh. Cennet kapıları açılır. İbadet kapıları, yani her kim Ramazan ayında ibadet ederse o kişiye cennet kapılarını açar, cehennem kapılarını ve şeytanları bağlar, yani yoldan çıkanları koymazlar. Haberi gelir kimin Ramazan ayı geldiğinde kaçtığının. Arş ve Kürsi meleklerine eyler mutlu Muhammed ümmetinin Allah’a. Ne kerametler verir bu ay içinde ay ve güneş yıldızlar gece ve gündüzler. Kısım 2. Ve havada kuşlar ve denizde balıklar, gökte ve yerde bütün canavarlar Ramazan ayında oruç tutan kişiye Allah’tan rahmet dilerler. Ve Allah şöyle buyurdu: Ey meleklerim, bu ay içinde kıldığınız namazlar ve çektiğiniz teşbihlerin mükafatının hepsi Muhammed ümmetine bağışlanır. Haber edilir ki hangi halk tümüyle cenneti özlerse bilsin ki lakin cennet çeşitli kişileri özler: Öncelikle Ramazan ayında oruç tutanları; ikinci, her zaman Kuran okuyanları; üçüncü, dilini kötü sözden sakınanları; dördüncü, aç doyuranları, Muhammed’in sözünü dinlemişleri. Ne zaman Ramazan ayı gelse birbirine haber verirdi, zira o aziz konuktur, onu aziz tutmak gerek. Salman-ı Farsi Peygamber Aleyhisselamdan o ayda Tanrı’nın emrini yerine getirmek ve emretmediği şeylerden sakınmak gerektiğini rivayet buyurmuştur. Kim Ramazan ayında bir gün hutbe okursa o ramazana layık laf söylemiş olur. Metin 4: (Şeyyad Hamza) Yusuf U Zeliha Aşağıda (Seyyad Hamza) Yusuf U Zeliha adlı eserin kitabınızda verilen kelime karşılıklarıyla basitçe çevrilmiş halini bulabilirsiniz: Ne güzeldir Yusuf Peygamber hikayesi Dinleyenin gider gönlü kedere Budur son hikayelerin güzeli Kuran sayfalarında yazısı Şimdi dinle sözüme kulak ver Bir söz edeyim ki şekerden tatlı Vardı Kenan’da bir ulu kişi Adı Yakup idi kendi peygamber kişi Yusuf adında bir oğlu vardı onun Şimdi dinle bu sözü varsa canın Yedi yaşında idi Yusuf yavru Sureti hiç yoktu onun gibi Bir gece yatarken o bir düş görür İşte tutar onu Yakup’a sorar Ey der baba yattım bu gece Acayip bir düş gördüm dinle nasıl Söyleyiver rüyanı bana Söyleyeyim gördüğüm o düşü sana Gördüm ay ve güneş on bir yıldız Secde ederler hepsi bana doğrudan Döndü Yakup dedi canım Sakla rüyanı sözümü dinle benim Yorarken Yusuf’a işte bu sözü Dinledi Yakup’u üvey kızı Olmaya kim söylesin diğerlerine İşte düşün sana kızanlara Hoştur ya oğul senin düşün Hükümdarlıkla geçecek ömrün, yaşın Tanrı seni herkese hükümdar kılacak On bir kardeşin hizmetine çalışacak Metin 5: Dede Korkut Kitabı Aşağıda Dede Korkut Kitabı adlı eserin kitabınızda verilen kelime karşılıklarıyla basitçe çevrilmiş halini bulabilirsiniz: Olmaya başladı halbu ki Dirse Han derlerdi. Bir gün oğlu kızı yoktu. Anlatmış görelim Han’ım ne demiş: Soğuk soğuk tan yelleri estiğinde Sakallı boz renkli çayır kuşu öttüğünde Sakallı uzun yabancı erkek bağırdığında Göçebe atlar sahibini görüp kişnediğinde Akla karanın seçildiği çağda Göğsü güzel büyük dağlara güneş değdiğinde Yiğitler kahramanlar birbirine saldırdığında Alaca sabah Dirse Hanı yerinden kaldırıp kırk yiğidin boyuna alıp Bayındır Han’ın sohbetine getirdi. Bayındır Han’ın yiğitleri gelip Dirse Han’ı karşıladılar. Getirip kara otağa yerleştirdiler. Altına kara keçe döşediler, önüne kara koyun yahnisinden koydular. KAYNAKÇA

Etiketler

#tunahanhaksever.com #Tunahan Haksever #Eski Türk Edebiyatı #Türk Edebiyatı #Modern Türk Şiiri #Teknoloji #Yazılım #Eski Anadolu Türkçesi #Divan Edebiyatı #Mesnevi Edebiyatı #Yalnızlık Teması #Türk Edebiyatında Gemi Temalı Şiirler #Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı

YAZAR
tunahanhakseverprofili Tunahan HAKSEVER